Zamansız
- ysngngr
- 21 Şub
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 27 Şub
Sen 6 yaşına basarken ben 41 oldum. Zamanın akışı bizim için farklı; senin yanındayken geçmiş, gelecek anlamını yitiriyor, sadece anın içinde kayboluyoruz. Harflerin gülümsediğini, adında keşfettim; her hecen, bir sevinç notasına dönüşüyor.
Tanrı seni yaratırken, Rembrandt'ın fırçasına dokunmuş olmalı; çünkü yüzün, ışığın en saf halini taşıyor. Gözlerindeki parıltı, yıldızların dinginliğinde saklı. Aydınlığın güneşten daha derin, daha saf… Gülüşünle, cennetin kapılarını dünyaya aralıyorsun. Saçlarının rengine dokunma sakın, doğanın en güzel tonları orada gizli.
Senin varlığınla hayat, zamanın ötesinde bir anlam buluyor. Seninle her an bir şiir, her kahkahan bir melodi gibi. Gözlerinle, hayatın renkleri daha belirgin, daha canlı. Sen, hayatıma saf sevgiyi ve masumiyeti getirdin; tıpkı bir melek gibi.
Kahkahan, geceyi yaran bir ışık, saflığın ise dünyanın bütün kötülüklerine karşı bir kalkan. Seninle her gün, yeni bir keşif, yeni bir güzellik. Varlığın bana, hayatın değerini, anın kıymetini öğretti.
Seninle, zamansız bir bağ kurduk; birbirimize dokunarak, zamanı aşan bir hikaye yazıyoruz. Hayat, seninle bir masal gibi, her anında sihir ve unutulmazlık var. Ve eğer hep böyle gülümsersen, dünyanın aslında ne kadar iyi bir yer olabileceğine inanabilirim.
Seninle, hayatın gerçek anlamını, sevginin ve aşkın en saf halini yaşıyorum. Varlığınla dünya daha güzel, daha yaşanılır bir yer oluyor.
İyi ki doğdun kızım…
