top of page

Her Yıl Gibi...

  • Yazarın fotoğrafı: ysngngr
    ysngngr
  • 26 Ara 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 30 Oca

Her yıl, hayatımdan bir sayfa daha çevirirken, ne gördüm? Ne öğrendim? Neler değişti? Geriye dönüp bir bakarım...


Işıl ışıl süslenmiş evlerin içindeki karanlıkları, ışığın ardındaki gölgeler gibi saklanmış acıları... İnsanların, dışarıdaki renklerle içlerindeki eksiklikleri gizlediğini gördüm. İçimizdeki evlerin ne kadar karanlık olabileceğini fark ettim.


Aşkın sonsuz bir okyanus gibi derin olduğunu gördüm. Ama bazen o okyanusta dalgaların yok olduğunu ve sessizliğin suyun üstüne hakim olduğunu da... O zaman fark ettim; aşk da suskun kalabiliyor.


Kendime dost olmayı öğrendim. Bazen en yakın mesafe, kendine en uzak olduğun mesafedir. Kendimi dinlemeyi, yargılamadan kabul etmeyi, hatta içimdeki kırıklarla yaşamayı öğrendim.


Baba olmanın anlamını öğrendim. Bazen büyümek, hem babanın kollarında hem de onun yokluğunda olur. Bu ikisi de gerçeğin parçalarıdır. Ama büyümek kolay bir şey değildir; sabırla yıllar geçse de yolun hep taşlı olduğunu fark ettim...


Bu yıl Habil’i ve Kabil’i anlamaya başladım. Kardeşlik, sadece kanla değil, kalbin ve zihnin bağlarıyla kurulur. Ancak o bağların genelde koptuğunu, kopan bağlarla nelerin kaybolduğunu ve o yalnızlığın büyüklüğünü gördüm. O an, kendini kaybetmenin ve yeniden bulmanın en derin noktasına ulaştığımı anladım...


Anlaşılmamanın öksüzlüğünü, duyulmamanın yalnızlığını hissettim. Kendi sesini bulamamanın acısını öğrendim. Bir insanın suskunluğu, kendini anlatmaya çalıştığında bir çığlık gibi yükselir. Ancak bazen o çığlık, başkaların kulaklarında bir yankıdan fazlası olmaz. Bunu da öğrendim...


Hedeflerin sadece ulaşılmayı bekleyen birer durak değil, bazen bizi yolda tutan birer pusula olduğunu fark ettim. Bazılarına ulaştım, bazılarına ise adım atamadım. Ancak hedeflerin büyüklüğünden çok, onlara ne kadar tutkuyla yaklaştığımın önemli olduğunu gördüm...


Başkalarının beklentilerinden sıyrılıp kendi doğrularımı sorguladım. Kendi değerlerimle yaşamak, bazen yalnızlaşmayı göze almak demekti. Ancak o yalnızlık, insanın kendine en sadık olduğu yerdi. Doğruların bir kılavuz, kılavuzsuz yolun ise karanlık olduğunu öğrendim...


Bu yıl bedenimi ve ruhumu daha çok dinlemeyi öğrendim. Fiziksel sağlık, sadece koşmak, spor yapmak ya da sağlıklı yemekler yemek değilmiş; bedenine saygı duymakmış. Yorulduğunda dinlenmek, ağrıyınca üzerine eğilmekmiş...


Ve ruhsal sağlık... O, en sessiz çığlıklarımızı duyabilmekmiş. İçimdeki çatlaklara bakmayı, onları kapatmaya çalışmadan yaşamayı öğrendim. Bazen çatlaklardan sızan ışığın ruhumu aydınlatabileceğini fark ettim...


Yeni yıldan beklenen binlerce dilek duydum, ancak bazen dileklerin en büyükleri, kendine inanmak ve içindeki gücü bulmak oluyormuş. Çoğu zaman bunun farkında olmadıklarını gördüm...


Bu yıl kendimden bir beklentim var: Kendimden kendime doğru bir yolculuğa çıkmak...


"Peki ya sen? Yeni yılın ilk adımında, kendine ne kadar yakınsın?"

                       photo by ysngngr - yasin güngör
                       photo by ysngngr - yasin güngör

bottom of page